Akademik Platform Eğitim ve Değişim Dergisi
Yazarlar: ["Havva KOÇ SARIER"]
Konular:-
DOI:10.55150/apjec.757033
Anahtar Kelimeler:Depresyon,Depresyon düzeyi,Ergenlik,Meslek lisesi öğrencisi
Özet: Bu araştırmada, meslek lisesi öğrencilerinin depresyon düzeylerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Nicel araştırma yöntemine göre tasarlanan araştırmada veriler, 2017–2018 eğitim yılı bahar döneminde Eskişehir ilinde bir meslek lisesinde öğrenim gören 359 öğrenciden elde edilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak “Boratav Depresyon Tarama Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışmada verilerin analizi “ki kare” testi ile yapılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiler p≤.05 anlamlılık düzeyinde incelenmiştir. Araştırma sonunda; kız öğrencilerin (% 71.3), 10. sınıf öğrencilerinin (% 75.9), kimya bölümü öğrencilerinin (% 79.1), 70 ve üzeri kiloya sahip öğrencilerin (% 75.8), 180 cm ve üzeri uzunlukta boya sahip olanların (% 81.3) daha yüksek depresyon varlığına sahip olduğu gözlenmiştir. Telefonu ile 4 saat ve üzeri meşgul olanlar (% 76.8), günde 3 ve üzeri sayıda sigara kullanan öğrenciler (% 84.7) ve hiçbir sanatla meşgul olmayan grubun (% 76.1) daha yüksek düzeyde depresyon varlığına sahip olduğu gözlenmiştir. Ebeveyn tavrına göre ise baskıcı tavır sergileyen ailelerin öğrencilerinin (% 85.1) daha yüksek düzeyde depresyon varlığına sahip olduğu belirlenmiştir. Anne-babaların, çocuklarının ergenlik döneminde yaşayacağı değişimler ve karşılaşabileceği psiko-sosyal sorunlar hakkında bilgilendirilmesi, öğrencilerin bu dönemde yaşayabileceği sorunlarla baş etmesinde yardımcı olabilir. Öğretmenler, aile dışında çocuk ile en fazla zaman geçiren kişiler olarak depresyon sorununun en erken dönemde tespit edilmesinde ve çözümlenmesinde kilit rol oynayabilir. Bu nedenle öğretmenlerin bu konuda farkındalıklarını artırmaya yönelik eğitimlerin son derece yararlı olacağı söylenebilir.