Denetişim
Yazarlar: Cevdet BOZKURT
Konular:-
Anahtar Kelimeler:Etik,Etik kültürü,Etik davranış ilkeleri,Yolsuzluk,Uluslararası Saydamlık Örgütü,Kamu Etik Kurulu
Özet: “Bir bireyin izlemesi gereken ahlaki standartlar ve kurallar” şeklinde tanımlanabilen etik kavramı ile yolsuzluk arasında zıt yönlü bir korelâsyonun bulunduğunu, birinin artması durumunda, diğerinin gerilediğini görmekteyiz. Dünya Bankası tanımına göre, “kamu gücünün özel menfaat amacıyla kötüye kullanılması” şeklinde tanımlanan yolsuzluk da, tıpkı etik gibi bireyin kişiliğinden başlamak üzere, çevresel faktörlere kadar bir çok unsurun etkisinde kalmaktadır. Ancak, sosyo-kültürel yapının her iki kavram için temel belirleyici olduğunu söylemek kanımızca çok yanlış olmayacaktır. Günümüzde yolsuzluk ve etik kavramı küresel bir anlam kazanmış olup, ülkemizin de bu gelişmeleri yakından takip ettiğini görmekteyiz. Keza, dünyadaki gelişmelere paralel olarak, Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı’nın ülkemizdeki yansımalarının bir sonucu olarak, özellikle 5176 sayılı Yasanın kabulü ile birlikte, etik ve etik kültürüne önem verilmeye başlanmış, bu çerçevede, yasal düzenlemelerin yanında, özellikle Kamu Etik Kurulu kurumları aydınlatmaya yönelik bir misyon yüklenmiştir. Öte yandan, gerek yolsuzluk ve gerekse yolsuzlukla mücadele -tıpkı etik gibi- günümüzde uluslararası bir boyut kazanmış olup, yolsuzlukla mücadele sürecinde etik bir araç olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Bu bağlamda, etik kavramının toplumda yaygınlaşması ve yolsuzlukla mücadele sürecinde etkin bir araç olarak kullanılması amacıyla, anılan Kurulun idari kapasitesinin güçlendirilmesinin yanında, gerek kamuda ve gerekse özel sektördeki bilinç düzeyinin artırılması gerektiğini ilk aşamada söyleyebiliriz. Ayrıca, yolsuzlukların önlenebilmesi için, kamu kesimi tarafından kullanılan kaynakların azaltılması, kaynakların ağırlıklı olarak piyasa ortamında dağıtılması, kamunun elindeki kaynakların daha etkin kullanılması, kamu kesiminin ekonomikleştirilmesi ve piyasalaştırılması, genel sorumluluğun hesap verme sorumluluğuna doğru kaydırılması ve kamu yönetimi sisteminin yeni kamu yönetimi anlayışı doğrultusunda yeniden inşa edilmesi gerekmektedir