Sağlık Akademisi Kastamonu
Yazarlar: ["Şahika ŞİMŞEK ÇETİNKAYA", "Kafiye EROĞLU"]
Konular:-
DOI:10.25279/sak.781810
Anahtar Kelimeler:Kültür,Geleneksel tıp,Infertilite,Hemşirelik
Özet: Kültür, bir grup insan tarafından öğrenilen, paylaşılan, nesilden nesile aktarılan değerler, inançlar, tutum ve davranışlar, örf ve adetler olarak tanımlanmaktadır. Doğum biyolojik bir olay olmasının yanında aynı zamanda sosyal/kültürel bir yaşam deneyimidir. Toplumun geleneksel ve sosyal bir kurumu olan aile, neslin devamını üreme ve doğurganlık işlevi ile yerine getirmektedir. Aile yaşantısının sağlıklı olabilmesinde çocuk sahibi olma toplum içinde önemli bir statü göstergesidir. Çocuk sahibi olamama, stresli ve baş edilebilmesi zor, her iki cinsi duygusal olarak etkileyen, kadınlarda daha fazla stres ve baskıya neden olan bir durumdur. Bu sorunu yaşayan bazı kadınlar tedavi amacıyla geleneksel uygulamalara başvurarak sağlıklarını tehlikeye atabilmektedir. Çoğu zaman bu uygulamalar kadınların sağlığına zarar vermekte ve erken tedaviyi geciktirebilmektedir. Toplumun sağlıkla ilgili davranışlarını geliştirebilmek için sağlık personellerinin geleneksel tedavi uygulamaları arkasında hangi kültürel etmenlerin yer aldığını bilmesi önemli bir zorunluluktur. Çocuk sahibi olma konusunda toplumlar tarafından uygulanan geleneksel uygulamaların önemine dikkat çekmektir. İnfertilite konusunda kadın yetersiz görülmekte, suçlanmakta ve şiddet görebilmektedir. Kadın sağlığının korunması geliştirilmesinde önemli sorumlulukları olan hemşirelerin kadını yaşadığı kültürel çevre içinde değerlendirmeleri, zararlı geleneksel yöntem uygulamalarının önlenmesi konusunda eğitim ve danışmanlık hizmeti sunmaları önerilir.