İDEALKENT
Yazarlar: Metin KAZANCI
Konular:-
Anahtar Kelimeler:Hacıbayram,Semt
Özet: Ben Ankara Hacıbayram doğumluyum. Dedem, anneannem, Ankaralıların deyişiyle “Angara’nın yirlileri.” Çocukluğum ve gençliğim Hacıbayram, İsmetpaşa, Ulus, Anafartalar ve Bentderesi’nde geçti. O tarihlerde yaşadıklarımın, duyduklarımın benceönemlilerini özetleyerek aktarmak istiyorum. 1940’ların, 1950’lerin Hacıbayram’ının bugünkü Hacıbayram ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını belirtmem gerekir. O yıllarda İç Anadolu’da büyük taraftar bulmuş Pilavoğlu Tarikatı’nın kurucu önderi Kemal Pilavoğlu, Hacıbayram’da cami hocaları ve cemaatin çoğunluğu tarafından eleştirilip susturulmuş, inananlar içine nifak sokuyorsun, ayrımcılık yapıyorsun diye mahalleden kovulmuştu. Yeri gelmişken bir durumu biraz daha açıklamam gerekir: Biz çocuklar, türbe duvarını kale olarak alır, önünde top oynardık. Topumuz sürekli türbe duvarına çarpardı. Ancak ne yetkililerden biri ne de cami görevlileri bizi ne kovar ne de azarlardı. Sonradan duyduğuma göre, Hacıbayram Veli rüyalarına girer; “Çocuklara dokunmayın, onları kırmayın” dermiş. Cemaat, çevreyle kaynaşarak yaşıyordu. Kendi ilke ve inançlarına dayanarak bir otorite kurma hâli kesinlikle söz konusu değildi. Mütedeyyin kitle mahalleliyle dostça yaşıyordu. Hacıbayram’da sakin, asude fakat orta halli bir yaşambelirgin özellik idi. Şimdi bir karşılaştırma yapmak için söyleyeyim, bir tane dini kitapçı vardı: Muhsin Amca. Oysa bugün Hacıbayram’da 40 dolayında dinî kitap satan dükkân var. Her birinden ilahi, dua ya da vaaz sesleri birbirine karışmış vaziyette yükseliyor.