İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi
Yazarlar: Ebru KARADAŞ
Konular:Sosyal
Anahtar Kelimeler:Lâle şiirleri,Klasik Türk şiiri,Esâmî-i Lâle,Tabip Mehmed Aşkî
Özet: Osmanlı Devleti’nde lâle, başlangıçta saray bahçelerini süslemiş, lâle yetiştiriciliği zamanla halkın her kesimine yayılmıştır. Berber, kâtip, şeyhülislam, tabip, kazasker, yorgancı da dâhil olmak üzere toplumun her tabakasından kişi lâle yetiştirmeye merak salmıştır. ‘Lâle’ ile ‘Allah’ kelimelerinin yazılışlarının ve ebced hesabıyla karşılıklarının aynı olması lâleye dinî bir anlam da yüklemiştir. Lâle konulu eserlerin yanı sıra lâle isimlerine yer veren pek çok şiir yazılmıştır. Nedim, Muvakkitzâde Pertev, Hâtif Efendi ve Muhibbî mahlasıyla şiirler yazan Kanuni Sultan Süleyman da dâhil olmak üzere birçok şair lâle isimlerini konu alan şiirler yazmıştır. Lâlelere yazılan şiirler Esâmî-i Lâle adlı manzumelerde toplanmıştır. Mehmed Aşkî tarafından 18. yy’da yazılan Takvîmü’l-kibâr Min Mi’yârü’l-ezhâr’da yer alan beyitler daha önce tespit edilen Esâmî-i Lâle matlalarından farklı, orijinal beyitlerdir. Eserde Hâtif Efendi tarafından yazıldığı belirtilen beyitler daha önceki çalışmalarda ortaya konmuştur ancak Muvakkitzâde Pertev başta olmak üzere Nedîm, Halimgirây Sultan, Seyyid Hanîf, Re’fet Efendi, İhsân, Nâşid Bey ve Gayur-ı Âmîdi gibi pek çok şairin orijinal beyitlerine yer verilmiştir. Bu makalede Takvîmü’l-kibâr Min Mi’yârü’l-ezhâr’da yer alan lâlelere yazılmış beyitler incelenecektir.