Humanistic Perspective
Yazarlar: Umut ŞAH, Gülmin CANDAŞ
Konular:Eğitim, Bilimsel Disiplinler
DOI:10.47793/hp.825310
Anahtar Kelimeler:Vakıf üniversitesi,Öğrenci,Akademisyen,Yükseköğretim,Söylem analizi
Özet: Bu çalışmanın amacı, vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin “vakıf üniversitesi öğrencisi” olmaya dair açıklamalarının incelenmesidir. Bu amaçla, vakıf üniversitelerinde okumakta olan öğrencilerle derinlemesine görüşmeler yapılmış ve öğrencilerin açıklamalarına kaynaklık eden söylemlere bakılmıştır. Çalışma kapsamında; çoğunluğu 20’li yaşlarda olmakla birlikte, 18-45 yaş aralığında 19 vakıf üniversitesi öğrencisi ile görüşülmüştür; 12 öğrenci ile bireysel görüşme yapılmış, diğerleriyle de 2 ayrı odak grup görüşmesi yapılmıştır. Görüşmeler yarı-yapılandırılmış tarzda yürütülmüş ve ses kayıt cihazı ile kaydedilmiştir. Kaydedilen görüşmeler, söylem analizi tekniği ile analiz edilmek üzere yazıya dökülmüştür. Görüşmelerin analizi sonucunda; katılımcıların açıklamalarının “vakıf üniversitesine dair söylemler” ve “vakıf üniversitesi öğrencisi olmaya dair söylemler” şeklinde iki başlık altında toplandığı görülmüştür. Vakıf üniversitesine dair söylemler başlığı altında iki temaya ulaşılmıştır; “eğitim kalitesi” ve “erişim kolaylığı”. Benzer şekilde, vakıf üniversitesi öğrencisi olmaya dair söylemler başlığı altında da iki farklı temaya ulaşılmıştır; “başarısız/yetersiz öğrenci” ve “ayrıcalıklı/zengin öğrenci”. Ayrıca katılımcıların açıklamalarında “kendini olumsuzlamaya karşı kendini eşitleme” şeklinde bir ideolojik ikilemin söz konusu olduğu görülmüştür. Analiz sonuçları bir bütün olarak ele alındığında, “vakıf üniversitesi”nin ve “vakıf üniversitesi öğrencisi”nin öncelikle olumsuz bir şekilde anlamlandırıldığı görülmektedir. Her ne kadar vakıf üniversitelerinin bazı açılardan olumlu yönleri veya avantajları olduğu söylense de özellikle “eğitimin kalitesi” ve “akademisyenlerin niteliği” bakımından devlet üniversitelerine kıyasla daha olumsuz değerlendirildiği; bununla bağlantılı şekilde vakıf üniversitesi öğrencisinin de devlet üniversitesi öğrencisine göre daha “başarısız/yetersiz” olarak konumlandırıldığı söylenebilir.