Kastamonu İletişim Araştırmaları Dergisi
Yazarlar: Barışkan Ünal
Konular:-
Anahtar Kelimeler:-
Özet: Bu makale, Türk sinemasında 1940-1980 dönemindeki kadın gazeteci imajını ele almaktadır. Sinemada kadın imgesi, özellikle de ilk dönemlerde, ataerkil ideolojiyle uyumludur. Filmlerde kadınlar genellikle özel alanla, evlilik ve annelikle ilişkilendirilir. Gazetecilik ise kadının kamusal alanda aktif şekilde yer almasını gerektiren bir meslektir. Bu bağlamda çalışmada, filmlerin kadınları hem gazeteci hem kadın olarak nasıl bir araya getirdiğine bakılmıştır. Bunun yanında çalışma, filmlerde kadın gazeteciye yönelik hangi arketip, streteotip ve stok karakterle ne tür mitlerin inşa edildiğini ve kadın gazeteci üzerinden “özgür basın mitinin” sunulup sunulmadığını incelemiştir. Türk sinemasında söz konusu dönemde kadın gazeteci karakterlerin ana karakter veya baskın yan karakter olduğu 11 film bulunmaktadır. Bu filmlerde kadınlar zeki, bağımsız, hırslı, aktif, korkusuzca ve cesaretle haber peşinde koşarlar. Ancak, kadın gazeteciler de hala ataerkil kodlara uygun olarak kariyerleri ile özel hayatları arasında tercih yapmak durumunda bırakılırlar. Filmlerde tüm karakterler aşkı ve evliliği işine tercih eder, çoğu filmin sonunda aşkı için gazetecilikten istifa eder. Femme fatal’ler ve sansasyon haber için her şeyi yapanlar ise yaptıklarının cezasını çekerler. Bunun yanında kadın gazeteciler, Türk sinemasında başlangıçtan itibaren diğer ülke sinemalarının aksine sob sister karakterine sınırlanmamıştır. Kadın gazetecilerin filmlerde Hakikat Araştırmacısı ve Manşet Gazetecisi olarak suçluların, kötü adamların, sahtekarların peşinde olduğu görülür. Dahası, filmler kadın gazeteci üzerinden “özgür basın mitini” pekiştirmekte ve güçlendirmektedir.