Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi
Yazarlar: Seher ERDOĞAN ÇELTİK
Konular:Edebi İncelemeler
DOI:10.34083/akaded.948674
Anahtar Kelimeler:Rüya,Avanzâde Mehmet Süleyman,Rüya tabiri,Meşrutiyet,Tâbirnâme.
Özet: Rüya insanlık için hâlâ bilinmezliklerini korur. Tarihe bakıldığında, hem Doğu'da hem de Batı'da rüyaya özel bir yer verildiği görülür. Özellikle Doğu ve Batı toplumlarındaki zihniyetin farkını ortaya koyması açısından rüya tabiri önem arz eder. Doğu'da ve Batı'da rüyalar üzerine hazırlanmış kayda değer çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalar incelendiğinde Doğu ve Batı'nın rüyaya değer vermiş olmakla birlikte ona yükledikleri mananın farklı boyutta olduğu da anlaşılır. İbni Sirin'in yedinci yüzyıldaki çalışmasından başlayarak günümüze kadar rüyaları yorumlayan tabirname isimli eserler kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında da genellikle rüyaların tasavvufi yorumlarına dayanan eserler yazılmıştır. Batıda ise rüya bilimsel bir temele dayandırılmaya çalışılmıştır.