Bingöl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi

Bingöl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi

GERİ ÇEKİLDİ: Putin Rusyasının Orta Doğu Politikası

Yazarlar: ["Fatih TUNA", "Soner DOĞAN"]

Cilt - , Sayı Cilt: 6 Sayı: 2 , 2022 , Sayfalar -

Konular:-

DOI:10.33399/biibfad.1160574

Anahtar Kelimeler:Putin,Orta Doğu,Avrasyacılık,Arap Baharı,Suriye İç Savaşı.

Özet: (Bu makale 30-12-2022 tarihinde geri çekildi) Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 1990'lar boyunca iç sorunların çözümüne odaklandığından Rusya Federasyonu, başta Orta Doğu olmak üzere küresel etkinlik ve iddialarını politik gündemine alamamıştır. Hatta dağılan Varşova Paktı üyeleri ile bazı eski Sovyet cumhuriyetlerinin, bir kısmı üyelikle sonuçlanan NATO ve AB ile yakın ilişkilerine etkili bir şekilde tepki gösterememiştir. 2000'de Putin'in başkanlığıyla birlikte, önce iç sorunlar, bir anlamda merkezileştirme yöntemleriyle çözüm yoluna konulmuştur. 11 Eylül 2001 şartlarının avantajları da kullanılarak "Yakın Çevre Politikası" çerçevesinde eski Sovyet cumhuriyetlerindeki etkinliğini güçlendirmiştir. 2000'lerle birlikte yeniden süper güce dönüşüm stratejileri uygulanmaya başlanmıştır. 2008 Gürcistan müdahalesi ve 2014 Ukrayna krizi sonucu Kırım'ın ilhak edilmesi, bu dönüşüm sürecinin somut aşamalarıdır. Böylece Moskova yönetimi, bölgesel hatta bölge dışı politikalarda dikkate alınması gereken bir aktör olduğunu ortaya koymuştur. Bunun bir sonraki aşaması ise küresel rekabet alanları olup bu bağlamda Orta Doğu'da Sovyet döneminden kalan fakat dağılma sonrasında oldukça pasifleşen ilişkiler yeniden canlandırılmaya başlanmıştır. 2011'deki gelişmelerle başlayan Arap Baharı süreci, büyük bir fırsat olarak değerlendirilmiş başta Suriye olmak üzere Mısır, Irak, Libya, Körfez ülkeleriyle yakın ilişkiler kurulmuş, etkinlik alanları oluşturulmuştur. Makalede her bir bölge ülkesiyle ilişkilerin ayrıntısına girilmeden, Putin'in Orta Doğu'da yeniden etkinlik kurma politikası değerlendirilmektedir. Yakın çevrede nüfuzunu tahkimden sonra Orta Doğu'da siyasi, askeri ve ekonomik etkinliğini geliştirmesi, yeni üsler kurması, vekâlet savaşları veya doğrudan müdahalelerle yeni dönemin belirleyici aktörleri arasına girmesi, öncelikle Sovyet sonrası Avrasyacı yaklaşımın genişletilmesi olarak değerlendirilmektedir. Jeopolitik avantajlarını bu süreçte ustaca kullanan Putin Rusyasının stratejik dönüşümü, Realist büyük güç politikasını yeniden gündeme getirdiği sonucuna varılmaktadır.


ATIFLAR
Atıf Yapan Eserler
Henüz Atıf Yapılmamıştır

KAYNAK GÖSTER
BibTex
KOPYALA
APA
KOPYALA
MLA
KOPYALA