International Anatolia Academic Online Journal Health Sciences
Yazarlar: Birgül KARAASLAN, Mehmet KUZDAN, Süleyman ÇELEBİ, Halil TUĞTEPE
Konular:Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri
Anahtar Kelimeler:Hipospadias,Snodgrass,Kozmetik,Üroflowmetri
Özet: ÖZET AMAÇ Bu çalışmada hipospadias tanısı konulan ve tubularize insize üretroplasti (TIPU) tekniği ile ameliyat edilen hastalarda, üroflowmetri kullanılarak ölçülen postoperatif komplikasyonlar, kozmetik durum ve üretral fonksiyonlar değerlendirildi. METODOLOJİ Ocak 2008-Kasım 2011 tarihleri arasında hipospadias tanısı alan ve TIPU işlemi uygulanan 174 hastanın retrospektif analizi yapıldı. Hastalar hipospadias tipi, tanı ve ameliyat yaşı, ameliyat sonrası erken komplikasyonlar, idrara çıkma şekli, kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Kordi, penis uzunluğu ve üretral meatus çapının varlığı, ayrıca penis başının şekli ve cildin görünümü değerlendirildi. SONUÇLAR TIPU yöntemi ile hipospadias cerrahisi sonrası erken komplikasyon oranı %11.8 idi. Hasta ve kontrol gruplarının üroflovmetrik değerlendirmesinde yaş, maksimum akış hızı, hacim, idrara çıkma süresi veya ortalama akış hızında herhangi bir farklılık tespit edilmedi. Kontrol grubunda ortalama penis uzunluğu ( 6,42 : 5,94 ) ve dış mera çapı (10,13 : 9,87 ) daha uzun olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0,05). Ancak hasta grubunun (22.87 ± 15.09 ml/sn.) kontrol grubuna (15.03 ± 9.48) göre anlamlı olarak daha uzun bir akış süresi vardı (p = 0.019) ve nomogram tiplerinin değerlendirilmesi, plato paterni daha fazla olduğunu gösterdi. hasta grubunda (çan eğrisi %40.0 / plato %60,0) kontrol grubuna göre (çan eğrisi %83,3 / plato %16,7) yaygındır. Hastaların kozmetik değerlendirmesi, penis uzunluğu ve meatus çapına göre persentil dağılımı kullanılarak yapıldı. İki grup arasında anlamlı bir fark bulunamadı. TIPU prosedürü, düşük komplikasyon oranı ve yüksek kozmetik sonuçlar ile ilişkilidir. Sonuç olarak, istatistiksel anlamlılık olmamasına rağmen, penis uzunluğu ve çapı kontrol grubuna göre daha kısaydı ve neo-üretranın işeme paterninde ve akışında negatif değişiklikler vardı. Üroflovmetri sonucunda , ameliyat edilen hastalarda obstrüktif paternde bir üretral akış saptansa da , çoğu hastada bu durum tedavi gerektirmez.