Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Yazarlar: ["Ahmet Batuhan OYAL"]
Konular:-
DOI:10.59933/tauhfd.1324521
Anahtar Kelimeler:Taşıma senedi,Yük senedi,Kıymetli evrak,Taşıma hukuku
Özet: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda taşıma senedi, mülgâ 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan farklı olarak mehaz Alman Ticaret Kanunu hükümlerine paralel olarak bir ispat senedi olarak düzenlenmiştir. Bununla birlikte Alman Ticaret Kanunu’nun 443. ilâ 448. maddelerinde düzenlenmiş olan yük senedi (Ladeschein), Türk Ticaret Kanunu’na alınmamıştır. Alman Ticaret Kanunu’nda yük senedi, taşıma senedinden farklı olarak, hamiline taşıyıcı tarafından taşınan eşyanın teslim edilmesini talep etme hakkı veren ve nama, emre veya hamiline yazılı şekilde düzenlenmesi mümkün olan bir kıymetli evraktır. Türk Ticaret Kanunu’nun 859. maddesinde düzenlenmiş olan yük senedi, mehaz Alman Ticaret Kanunu’ndaki yük senediyle aynı kavramı ifade etmez. Türk karayoluyla eşya taşıma hukukunda eşyayı temsil eden bir kıymetli evrakın kanunen düzenlenmiş olmaması, karayoluyla yapılan eşya taşımalarına ilişkin düzenlemelerin mehazı niteliğinde olan Alman Ticaret Kanunu’ndan Türk Ticaret Kanunu’na alınmış olan bazı düzenlemeler bakımından sorun yaratmaktadır. Ayrıca karayoluyla yapılan taşımalar daha kısa sürede tamamlandığından tarihsel olarak eşya taşıma hâlindeyken, eşya üzerinde tasarrufta bulunulmasına ihtiyaç duyulmamıştır. Ancak değişik türde araçlarla yapılan taşımalara da Türk Ticaret Kanunu’nun eşya taşınmasına ilişkin hükümlerinin uygulanması, ayrıca küreselleşen ticaret hayatında emtia fiyatlarının günlük ve hatta saatlik olarak değişmesi nedeniyle, taşıma süresinden bağımsız olarak eşya taşıma hâlindeyken de eşya üzerinde tasarrufta bulunmasını mümkün kılacak ve eşyayı temsil eden kıymetli evrak niteliğini haiz bir taşıma belgesine olan ihtiyaç artmaktadır. Bu çalışmada, Türk Ticaret Kanunu’nun taşıma senedine ve yük senedine ilişkin hükümleri bu doğrultuda mehaz Alman Ticaret Kanunu’nu hükümleriyle karşılaştırmalı olarak incelenecektir.