Tokat İlmiyat Dergisi
Yazarlar: ["Müslüm AYDIN", "Recep GÜN"]
Konular:-
DOI:10.51450/ilmiyat.1242222
Anahtar Kelimeler:Osmanlı,Niksar,Geleneksel ev,Konut mimarisi,Ahşap süsleme
Özet: Geleneksel Türk konut mimarisi hem İslam dininin getirdiği yeni yaşam anlayışı hem de Türk gelenekleri ile kaynaşarak Anadolu coğrafyasında kendine has ve çok zengin bir çeşitleme göstermiştir. Bu gelişimlerin oluşumunda Türklerin yaşam alanı olarak kullandıkları çadırların önemi büyüktür. Osmanlı Devleti’nin hâkim olduğu birçok bölgede, farklı yerel mimari geleneklerinin de içinde olduğu, farklı sosyo-ekonomik, iklim ve coğrafi şartlarla şekillenen çok zengin bir konut mimarisi göze çarpar. Anadolu, bu zenginliği barındıran önemli bölgelerden biridir. Beypazarı ve Safranbolu evleri kadar yoğunlukta olmasa da Niksar da bu zengin yelpazede yerini almıştır. Bölgede yaşanan 1939 depremi öncesi ilçede bulunan evler çoğunlukla zemin üzeri iki katlı görünümde iken deprem sonrası Niksar Belediyesi’nin aldığı kararla üst katlar yıkılmış ve çatı birinci katın üzerine konumlandırılmıştır. Geleneksel konutlarda ev sahiplerinin yaşam alanı olarak kullanılan üst katların yapının en bezemeli ve önemli bölümleri olduğu düşünüldüğünde, bu kararın yol açtığı yıkımın boyutunun oldukça büyük olduğu ortadadır. Niksar evlerinin zemin katı hizmet işlerine ayrılırken ara katlar kışı geçirmek için basık tutulmuş üst katlar ise yaşam alanı olarak tasarlanmıştır. Niksar evleri bahçe içerisinde yer alanlar ve yola bitişik olanlar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadırlar. Bu yapıların çoğunluğu cephe özellikleri dikkate alındığında zengin süslemelere sahip olmayıp sadedir. Geleneksel konutlarda üst katlarda geniş alan açmak için tercih edilen çıkmaları Niksar evlerinin genelinde de görmek mümkündür. Niksar’da bulunan Çavuşoğlu Konağı söz konusu yapılardan sadece biridir. Çavuşoğlu Konağı, 19. yüzyılın son çeyreğinde Melikgazi Mahallesi, Ünye Caddesi üzerinde inşa edilmiştir. Yapı, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen şekilli bir bahçenin güneybatı köşesine yakın konumlanmış olup kuzey köşesinin küçük bir bölümü müştemilat duvarı ile kapatılmıştır. Bahçe içerisinde odunluk işlevi gören başka bir yapı ve depoyla birlikte toplam dört yapı bulunmaktadır. Ahşap karkas esaslı zemin üzeri ara ve birinci kattan oluşan yapının iskeleti, ahşap direk ve kirişlerden duvarlar ise su basman seviyesine kadar taş örgü, üzeri ahşap çatkı arası kerpiç doldurularak yapılmış ve kireç sıva ile boyanmıştır. Yapıyı örten kırma çatı, alaturka kiremit ile kaplı olup saçak altları düz ahşaptır. Binanın inşasında ahşap, taş, kerpiç, alçı, madeni ve kiremit malzeme tercih edilmiştir. Evin güneye bakan ana cephesi avluya hemen hemen benzer uzunluktaki diğer yönleri ise bahçeye bakmaktadır. Güney cephe, merkezdeki çift kanatlı cümle kapısı, aynı eksendeki üst kat balkon ve çevrelerindeki pencerelerle simetrik özelliğe sahiptir. Diğer cephelerde benzer simetri görülmemekle birlikte doğu cephe haricindeki tüm cephelerden yapıya giriş yapılabilmektedir. Konak, geleneksel konut tipolojisinde “iç sofalı” grup içerisinde yer almaktadır. Batı tarafından bodrum kat odası üzerinde yükselen zemin kat taşlık, iki hizmetli odası, helâ, ambar, at ve büyükbaş ahırından müteşekkildir. Ahıra bitişik merdivenle ulaşılan ara kat, yapının kuzey yarısını kapsamakta olup üç odadan oluşmaktadır. İki yüzlü iç sofalı plan tipinin görüldüğü birinci katın ters tavanla örtülü sofası, kuzey-güney uzantılı ve dikdörtgen planlıdır. Sofanın kuzey yönünde merdiven boşluğunun da bulunduğu hol, holün her iki yanında birer oda yer almakta iken güney yönünde balkon ve balkonun her iki yanında birer oda vardır. Doğu yöndeki odaların arasındaki çift kanatlı ahşap kapı merdiven boşluğuna, tam karşısındaki kapı ise helâya açılmaktadır. Çavuşoğlu Konağı plan biçimi, mimari özellikleri ve süslemesiyle bölgedeki geleneksel konut mimarisini yansıtan özgün bir örnektir.