Karatay Sosyal Araştırmalar Dergisi
Yazarlar: ["Mevlüt ALTINTOP", "Gökhan BAK"]
Konular:-
Anahtar Kelimeler:-
Özet: Gerçeğin ne olduğu insanoğlunun kadim meselelerinden biridir ve bu kadim mesele anlam ile doğrudan ilişkilidir. Anlam ise hayatı yaşanılır kılan en temel motiftir. Zira insan bir şeyi anlamlandırabildiği oranda mutmaindir. Bu bağlamda modernite öncesi dönemde gerçek olgusuna hakikat kelimesi üzerinden üstün/aşkın bir güce nispetle kurulan metafizik ilişki çok daha rahatlatıcı ve bugüne göre çok daha konforludur çünkü anlam, anlayabilene her yerdedir. Modernite bu metafizik ilişkiyi koparmasa da kopma derecesine getirerek hayatın periferisine salıvermiştir. Bu dönemde merkeze yerleştirilerek araçsallaştırılan aklın önü ne kadar açılmışsa soyut dünyanın mimarı anlamın üzeri o kadar örtülmüştür. İnsanın anlam diye bir derdinin olmadığı ya da anlamı bulanların arayanlar olduğu dönemdir. Postmodern dönem ise kopmanın yaşandığı zaman dilimidir ve bu kopma anlamı hayatın içinden söküp savurmuştur. Zaman, anlamsızlığın pazara indirilip anlam diye satıldığı zamandır. Oysa anlam yoksa gerçek de yoktur ve pazarlanan gerçek olmayandır. Söylenebilecek tek gerçek varsa, bu mevzuyu modern (ki dolayısıyla postmodern) paradigmayı kullanarak temize çekmek için yapılan tüm faaliyetlerin birer fantezi olduğudur. Tıpkı Slovaj Žižek’nin Yamuk Bakmak’ta yaptığı gibi. Žižek, Yamuk Bakmak’ta gerçeğin ne olduğu, nasıl elde edileceği, gerçek değil gerçekliklerin var olduğunu ve bu gerçekliklerin içinden nasıl çıkılacağı meselelerine postmodern dönemin içinden bakmayı deniyor.