Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Akademik Dergisi
Yazarlar: ["Osman Göktürk GÜNHAN", "Kevser Afra HASOĞLU"]
Konular:-
DOI:10.59162/tihek.1219075
Anahtar Kelimeler:Hakkın Özü,Mülkiyet Hakkı,Sınırlama Rejimi,Mülkiyet Hakkının Güvencesi,Anayasa Mahkemesi,Bireysel Başvuru
Özet: Hakkın özü kavramı, ilk kez 1961 Anayasası ile hukukumuza girmiştir. Bu kavram, tek başına hakkın içeriğini tespit etmek amacıyla ele alınabilecek olmasına rağmen salt hak bazında ele alınan bir konu olmaktan ziyade, temel hakların sınırlandırılması söz konusu olduğunda ön plana çıkmaktadır. İşbu kavrama anlam yüklenmesi ise, Anayasa Mahkemesine bırakılmıştır. Anayasa Mahkemesi de öze dokunma yasağını benimsemiş ve bu kriterin Anayasal düzlemde pozitif düzenleme olarak yer almadığı dönemlerde dahi öz ilkesine başvurmuştur. Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklerin sınırlama rejimine tabi olan mülkiyet hakkı, özü itibarıyla korunması gereken haklardan olup Anayasamız buna ilişkin güvenceler getirmiştir. Özellikle bireysel başvuru usulünün işletilmeye başlanmasından sonra bu hakkın sınırlandırılmasında kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük olmak üzere üç kıstas belirlenmiştir. Mülkiyet hakkının özünü korumak amacıyla kurulan güvence sistemi ise, mülkiyet hakkının ihlal edilmesi hâlinde ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada, öncelikle hakkın özü kavramı, öğretideki düşünceler bağlamında ele alınacak; ilgili kavram mülkiyet hakkı bakımından değerlendirilecek ve mülkiyet hakkının özü ortaya konulmaya gayret edilerek bir zemin yaratılmaya çalışılacaktır. Ardından, mülkiyet hakkının sınırlandırılması ve mülkiyet hakkına müdahalede anayasal şartlar ele alınacaktır. Son olarak, tüm bu hususlar mülkiyet hakkının güvencesi ile ilişkilendirilerek bireysel başvuru kararları çerçevesinde konuya ilişkin özellikli vakıalar incelenecektir.