Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi [Journal Of Old Turkish Literature Researches]
Yazarlar: ["Yusuf YILDIRIM"]
Konular:-
DOI:10.58659/estad.1246918
Anahtar Kelimeler:Yunus Emre,Türk Tasavvuf Şiiri,Tasavvuf,Mahlas,Yunus-i Gûyende.
Özet: Tasavvufî şiirleriyle asırlarca Anadolu insanının ruh ve düşünce dünyasına seslenen Yunus Emre, yaşadığı asırdan ve muhitten konuşan ama sözleriyle hala bu tazeliği koruyan ender Türk sûfilerinden biridir. Fikirlerini şiirin imkânlarından yararlanarak iletmesi açısından tasavvufi düşünce tarihindeki konumu kadar edebiyat tarihi yönüyle de önemli bir değerdir. İnandığı değerler ve peşinde olduğu hakikat Türk şiirinin en berrak ve duru haliyle fakat güçlü birer deyiş olarak halkın ruhunda asırlarca yankılandı. O kadar sevildi ki şiirleri Anadolu’nun en ücra köşelerinde elden ele gezdi, sevilen her şiir ona mal edilir oldu. Birçok şiiri bestelenerek tekkelerde ve mahfillerde dinî duyguları besleyen önemli bir enstrüman haline dönüştü. Ne var ki onun tarihi şahsiyeti hakkında bilinenler oldukça sınırlıdır. Bu bilinenlerin çoğu da “Bizim Yunus”u masalların ardındaki solgun bir görüntüye dönüştüren çelişkili detaylardan ibarettir. Bu yüzden hayatı hakkında verilen her bilgi tarihte yaşamış “ete kemiğe bürünen” Yunus Emre’den çok zihinlerde inşa edilmiş birer Yunus imajıdır. Yunus Emre’nin karanlıkta kalan tarihi şahsiyeti gibi bugün mevcut şiirlerin ona aidiyeti meselesi de oldukça sorunludur. Sözlü kültür içinde dilden dile dolaşan ve sonraki nesle aktarılan Yunus Emre şiirlerine Yunus mahlaslı başka şairlerin manzumelerinin karıştığı bilinmektedir. Bu makalede Yunus Emre’ye isnat edilen şiirlerin muhtevaları göz önünde bulundurularak genel bir değerlendirme yapılacaktır. Bunu da neşredilen Yunus Emre divanları ve şiirlerin ona aidiyetine dair verilen bilgiler esas alınacaktır.