Asya Studies
Yazarlar: ["Zafer AKTAŞ"]
Konular:-
DOI:10.31455/asya.1196111
Anahtar Kelimeler:Yabancı Semaye,Truman Doktrini,Marshall Planı,Türk Amerikan İlişkileri,Yabancı Uzman Heyetleri
Özet: Hem istihdama katkısı, hem de teknoloji transferine imkân sağlaması bakımından doğrudan yabancı sermaye yatırımları, kalkınmakta olan ülkeler için vazgeçilmez kaynaklardandır. Ancak Osmanlı Devleti’nin ekonomik alanda geri kalmasında kapitülasyonların olumsuz etkisi, Türkiye Cumhuriyeti kurucu kadrolarına yabancı sermayeye şüpheyle bakan bir anlayışı miras bırakmıştır. Bununla beraber Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren yabancı sermaye yatırımlarının olması, yabancı sermayeye yasak konmadığının da bir göstergesidir. İstenmeyen yabancı sermaye, imtiyaz isteyen kapitüler yapıdaki sermayedir. Bu sebeple yabancı sermayeye bazı sınırlamalar getirilmiş, Türkiye’de yabancı sermaye yatırımları yeterince gelişme gösterememiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası SSCB tehditleri karşısında, kendisine askeri ve siyasi müttefik arayan Türkiye, ABD ile iyi ilişkiler kurmuştur. Çünkü ABD de, Sovyet yayılmasını kendi çıkarları açısından tehlikeli bulmaktadır. Başlangıçta Truman Doktrini ile başlayan ABD askeri yardımı, Marshall Planı ile ekonomik alana da yayılmıştır. Türkiye’ye yapılacak yardımların hangi alanlara, ne oranda yapılması gerektiğini tespit etmek için gelen askeri ve sivil uzmanların tavsiyeleri ile de ABD yönetimi, Türkiye’nin ekonomi politikalarını yönlendirme imkânı bulmuştur. ABD’li uzmanların tavsiyelerindeki ortak nokta ise, devletçi sanayileşmeden vazgeçilmesi, hususi teşebbüsün ve yabancı sermayenin önündeki engellerin kaldırılması, tarımsal üretime önem verilmesi, sulama işleri ve kara yolu ulaşımına yatırım yapılmasıdır. Bu tavsiyeler doğrultusunda 1946’dan itibaren başlayan ekonomideki değişim anlayışına 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti daha bir samimiyetle sahip çıkmış, özel sektörü ve bu arada yabancı sermayeyi yatırım yapma konusunda teşvik etmiştir. Bu makalede, 1945 sonrası ABD etkisiyle ekonomide meydana gelen değişim sürecinde, Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye çekme çabaları incelenmiştir.