Aras Türkiye Eski Yakın Doğu Araştırmaları Dergisi
Yazarlar: ["Rıfat KUVANÇ", "Şilan AYDIN"]
Konular:-
DOI:10.55169/tujanes.1208987
Anahtar Kelimeler:Doğu Anadolu,Erken Demir Çağ,Yivli mal,Çanak Çömlek,Eastern Anatolia,Early Iron Age,Pottery,Grooved Ware
Özet: Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki arkeolojik araştırmalar büyük ölçüde bölgenin özellikle Orta Demir Çağı’nın da başlangıcı kabul edilen Urartu Krallığı’na yönelik olmuştur. Bölgenin Urartu öncesi dönemi ise Güney Kafkasya, Doğu Anadolu ve Kuzeybatı İran’da yapılan sınırlı kazı çalışmaları ve daha çok yüzey araştırmaları sayesinde elde edilen veriler sayesinde tanımlanabilmektedir. Özellikle Orta ve Yeni Assur dönemi yazılı kaynakları, Urartu öncesi dönemde, bölgede yoğun bir yerleşim dokusunun varlığını ifade etse de Erken Demir Çağ ile ilgili yazılı kaynakların ve bilimsel arkeolojik kazıların yetersizliği, dönemi kavramamız açısından engel oluşturmaktadır. Buna karşın özellikle demirden yapılmış sınırlı sayıdaki süs eşyası ile bir takım törensel silahlar ve çanak çömlek malzemesinin elde edildiği çoklu gömü geleneğine sahip aşiret nekropolleri bu dönemi tanımlamamızda en önemli arkeolojik kaynak noktalarıdır. Bu arkeolojik malzemeler içerisinde ne yazık ki kaçak kazılardan elde edilen çanak çömlek malzemesi Erken Demir Çağ’ın tanımlanmasında sıklıkla başvurulan arkeolojik buluntulardır. Bu makalenin konusunu oluşturan çanak çömlekler, Ağrı İli, Doğubayazıt İlçesi’nde yer alan Ahmet Köroğlu Koleksiyonu’na satın alma yoluyla kazandırılmıştır. Adı geçen özel koleksiyondaki kayıtlı pişmiş toprak eserler içerisinde Erken Demir Çağ karakteri gösteren çanak çömlekler önemli bir grubu oluşturmaktadır. Bu dönem ile ilişkilendirilen 60 adet çanak çömlek örneği bu makale kapsamında değerlendirilmiştir. Satın alma yoluyla edinildikleri için arkeolojik kontekslerine ilişkin fikir yürütmek problemli olsa da çanak çömleklerin tipolojik özellikleri, üretim teknikleri, hamur ve bezeme örnekleri doğrultusunda özellikle Van Bölgesi merkezlerinden bilinen Erken Demir Çağ çanak çömlekleri ile benzeştiği görülmektedir.