Mantık Araştırmaları Dergisi
Yazarlar: ["Esra TELLİOĞLU ÜNVER"]
Konular:-
Anahtar Kelimeler:İbn Sînâ,Sudur,İbnü’l Arabî,Tûsî,Feyz,Konevî
Özet: Birlik-çokluk meselesinin yönlerinden biri olan Tanrı-âlem ilişkisi, İslam düşünce geleneğinin tartışmaları konularının başında gelmektedir. İslam düşünce geleneği, yüzyıllar boyunca farklı isimler tarafından ortaya konulan farklı yaratma teorileri ve yaratma sonrası Tanrı-âlem ilişkisine dair görüşlerle daima canlılığını korumuştur. İslam felsefesinin sistem filozoflarından İbn Sînâ (ö. 1037), Tanrı-âlem ilişkisini Yeni-Platoncu sudur teorisinin kendi sistemiyle dönüştürülmüş bir formuyla açıklama yolunu seçmiştir. İbn Sînâ’nın bu teorisi, çeşitli yönlerden eleştirilere konu olmuştur. Eleştirilerden biri, tasavvuf tarihinin en önemli isimlerinden sistem kurucusu sûfî müellif İbnü’l Arabî (ö.1240) tarafından yöneltilmiştir. Bu makalenin amacı, sudur teorisinin tartışmalı yönlerinden biri olan “Bir’den bir çıkar” ilkesinin ele alınışı bağlamında İslam düşünce geleneğinde takip fikrini sorgulamaktır. Takip fikrini, İbn Sînâ felsefesinin aktarımı ve anlaşılmasının en etkili isimlerinden Nasîrüddîn Tûsî’nin (ö.1274) “Bir’den bir çıkar.” meselesini müstakil olarak incelediği risalesiyle sonuçlandıracağız. Tûsî’nin görüşleri, İbn Sînâ felsefesini aydınlatmanın ötesinde onun İbnü’l Arabî’nin en önemli takipçilerinden Sadreddin Konevî (ö.1274) ile “Bir’den bir çıkar” meselesine dair fikir alışverişleri açısından değerlidir. Sudur teorisi etrafında İbn Sînâ, İbnü’l Arabî, Nasîrüddîn Tûsî ve Sadreddin Konevî tarafından ortaya konulan bu tartışma, ilmî seviyenin yüksekliğini ve isimler ve disiplinlerarası etkileşimin keyfiyetini göstermek açısından önemli bir kesittir.