Geriatrik Bilimler Dergisi
Yazarlar: Ahmet AYTEPE, Mehmet EFE
Konular:Tıp
DOI:10.47141/geriatrik.983925
Anahtar Kelimeler:Covid 19,Pandemi,Yaşlı,Izolasyon,Yaş ayrımcılığı
Özet: İlk olarak Aralık 2019’da Çin’in Wuhan bölgesinde ortaya çıkan ve ardından tüm dünyaya yayılan Covid-19 hastalığı, milyonlarca insanın enfekte olmasına ve çok sayıda kişinin ölmesine neden olmuştur. Bu hastalığın 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemisi ilan edilmiştir. Bu enfeksiyon, aileler ve daha geniş toplumlar için yıkıcı sonuçlara yol açabildiği gibi bireyler üzerindeki etkisi de eşit değildir. Hastalığı yaşlıların daha ciddi seyirde geçirmeleri ve yaşlı yetişkinler arasında ölümlerin daha fazla olması, bu durumun pandeminin normal bir sonucu olarak algılanmasına yol açmıştır. Özellikle medya organlarının söylemlerinde yaş vurgusunun yapılmasıyla yaşlı bireyler risk gurubu altındakiler olarak değil, hastalığın yayılmasındaki etkenlerden birisi olarak resmedilmiştir. Yeni koronavirüs hastalığı mücadelesinde sadece yaş üzerinden bir değerlendirme yaparak politika ve uygulamaları belirlemek eksik bir yaklaşım olur. Çünkü yaşlanmayı ve etkilerini rahatsızlıkların, kronik hastalıkların ve sağlığın sosyal belirleyicilerinin etkilerinden ayırt etmeden değerlendiremeyiz. Yaş gruplarına yönelik damgaları ve kalıp yargıları içeren olumsuz tutum ve davranışları ifade etmek için kullanılan yaşçılık, yeni koronavirüs pandemisi ile birlikte sadece yaşlı bireylere yönelik oluşan bir ayrımcılık türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçte sağlık sistemi üzerinde yük oluşturduğu algısı nedeniyle sınırlı kaynakların kullanımı için yaşın bir kriter olarak alınması, sosyal medyada salgının nedeniymiş gibi gösterilen yaşlılara yönelik saldırgan tutumlar ve yaşlıları izole etmeye yönelik alınan tedbirler, yaş ayrımcılığının pandemiyle birlikte ne derece arttığını gözler önüne sermektedir.