Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
Yazarlar: Demir Konstantinoviç TULUŞ
Konular:Tarih
DOI:10.53718/gttad.988139
Anahtar Kelimeler:Archaelogy,Fortification,Fortified Settlement
Özet: Makale de Birinci ve İkinci Türk kağanlığı dönemlerine ait yerleşim yerlerini belirleme problemi incelenmiştir. Uzun bir zaman, bilimde Orta Asya erken ortaçağ konargöçerlerinin şehirlerinin olmadığı görüşü egemen olmuştur. XIX. yüzyılın sonlarında Hara Balgas(Karabalsagun), Porbajın ve diğer yerleşim yerlerinin gün yüzüne çıkarılmasıyla Hunlar döneminden Moğol dönemine kadar olan bozkırlıların şehir kültürünün araştırılmasına başlanmıştır. Hun devleti, Uygur ve Kırgız kağanlıkları, aynı zamanda Moğol imparatorluğu dönemine tarihlendirilen anıtlar iyi bir şekilde araştırılmıştır. Çince letopisler, runik yazıtlar, Arap, Fars ve Avrupalı seyyahların eserleri gibi yazılı kaynaklarda bilgiler olmasına rağmen bilim dünyası tarafından Sayan-Altay bölgesi ve Türklerin hâkim olduğu tüm bölgelerde Türklere özgü şehirlerin varlığı gün yüzüne çıkarılmamıştır. Uygur kağanlığının başkenti Hara Balgas’ın(Karabalsagun veya Ordu Balık), Türk kağanlığının karargahı olan Hara Horin veya Har Elst’in(Karakurum) kalıntıları üzerine yapıldığına dair tahminler yapılmıştır. Hun ve Uygur dönemi inşaat(yapı) teknolojisi karşılaştırıldığında, Çin teknolojisi “Han-Tu” yu uygulayan VIII.-IX. yüzyıllardaki yerleşim yerlerinin önemli ölçüde korunduğunu göstermiştir. Bu durum, Hun geleneklerinin Türk dönemindeki olası sürekliliği varsayımını da dikkate almakla birlikte, Türk şehirlerinin hem askeri harekatlar sonucunda hem de zamanın etkisiyle önemli bir yıkıma uğradığını düşündürmüştür. Modern teknolojinin gelişmesiyle büyük arkeolojik nesnelerin uydu çekimleri aracılığıyla ortaya çıkarılması Avrasya step bölgesi gibi geniş bir alanda bilinmeyen antik şehirlerin silik izleri üzerinde büyük araştırmaların yapılmasına mümkün kılmıştır. Bu araştırma Birinci ve İkinci Türk kağanlığının şehirlerinin kaderine ışık tutmaya yardımcı olacaktır.