Sosyologca
Yazarlar: , Ufuk Özcan
Konular:-
Anahtar Kelimeler:Sovyet sinemasında tarihsellik,Stalin dönemi,Eisenstein sineması,II. Dünya Savaşı
Özet: 1930’lardan itibaren Sovyet sinemasında yeni bir eğilim ortaya çıkmaya başlamıştır. II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında yaşanan koşulların da etkisiyle Sovyet Rus sinema ve edebiyat anlayışı ulusal birlik fikri çerçevesinde gelişme göstermiştir. Bu eğilimlerin Stalin’in tek ülkede sosyalizm ilkesini öne çıkardığı bir döneme rastlaması şaşırtıcı değildir. Rus kimliği temelinde bir Sovyet insan modeli yaratmaya yönelik propaganda faaliyetinde sinemaya büyük bir rol düşmektedir. Bu, Nazi Almanyası’na karşı verilen mücadelenin başarısıyla da yakından ilgilidir. Bu nedenle yurt sevgisi ve Rusya’nın tarihsel büyüklüğü, üstünlüğü tezi yoğun olarak işlenmeye başlanmıştır. Böyle bir girişim için, önemli tarihsel kişilikler, Rus efsaneleri biçilmiş kaftandır. Bu dönemde artık sınıf mücadelelerini, Çarlığın yıkılışını, Ekim Devrimini konu alan filmler yerine, Çarlık dönemine ait efsane ve kişilikler olumlu yönleriyle öne çıkarılmıştır. Bu makalede, Sovyetsinemasında ortaya çıkan bu eğilimler, ünlü Sovyet sinemacı Eisenstein’ın 1930’lu ve 1940’lı yıllarda yaptığı iki film -Korkunç İvan ve Aleksandr Nevski- çözümlenerek ele alınacaktır.