Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
Yazarlar: Orhan ZENGİN, Necmi EŞİYOK, İbrahim Halil TÜRKBEYLER
Konular:Tıp
DOI:10.35440/hutfd.763049
Anahtar Kelimeler:Spondilartrit,Türkiye,HLA-B27,Anti-TNF
Özet: Amaç: Spondiloartritler ; aksiyel tutulumun ön planda olduğu, ortak klinik, epidemiyolojik ve genetik özellikleri bulunan bir grup hastalığı tanımlar. Spondiloartritlerde klinik, genetik ve çevresel faktörleri araştırmak etyopatogenezi anlamak açısından önemlidir. Aksiyel spondiloartritin ülkemiz verileri kısıtlıdır. Biz bu çalışmada aksiyel spondiloartritin Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan Adıyaman ili verilerini sunmayı amaçladık. Materyal ve metod: Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi romatoloji kliniğinde takipli ASAS aksiyel spondiloartrit sınıflama kriterlerine göre tanı konulmuş hastaların dosyaları retrospektif olarak tarandı. Hastalık takibinde Bath AS Hastalık Aktivite İndeksi (BASDAI), eritrosit sedimantasyon hızı (ESR) ve c-reaktif protein (CRP) kullanıldı. Hastaların fonksiyonel durum değerlendirmesinde Bath AS Fonksiyonel İndeksi (BASFI) kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya toplam 308 hasta dahil edildi. Hastaların 181’i (%58,8) erkek, 127’si (%41,2) kadındı. Medyan (25-75 IQR) yaş 36 (31-45) idi. İlk semptomdan tanı almalarına kadar geçen süre (tanıda gecikme süresi) medyan (25-75 IQR) 4 (3-5,5) yıldı. 110 hastada çalışılan HLA-B27 %43,6 oranında pozitifti. HLA-B27 pozitif olan hastalarda istatiksel anlamlı olarak erkek oranı (%66,7, p=0,025) ve BASFI skoru daha yüksek (p=0,019), tanıda gecikme süresi ise daha düşüktü (p=0,015). Tümör nekrozis faktör inhibitörleri (Anti-TNF) ve Nonsteroid antiinflamatuar ilaç alan hasta grupları arasında klinik, laboratuvar, BASDAI ve BASFI parametrelerinde anlamlı farklılık yoktu. Sonuç: Spondiloartritler genç erişkinleri daha fazla etkiler. HLA-B27 ve erkek cinsiyet prognoz açısından önemlidir. Spondiloartritte konvansiyonel tedaviye yanıt olmadığında anti-TNF iyi bir seçenektir. Anti-TNF tedavi ile hastalık aktivitesi kontrol altına alınmakta ve hastaların fonksiyonel kapasiteleri artmaktadır.