Van Veterinary Journal
Yazarlar: Emin KARAKURT
Konular:Veteriner Hekimlik
DOI:10.36483/vanvetj.843747
Anahtar Kelimeler:Dna hasarı,Oksidatif stres,Papillom,Lipid peroksidasyon
Özet: Bu çalışmada 2013-2020 yılları arasında anabilim dalımıza getirilen toplamda 30 adet sığırlara ait 16 adet papillom ve 14 adet fibropapillom örneğinde oksidatif stres kaynaklı DNA hasarı ve lipid peroksidasyonu belirlemek amacıyla immunohistokimyasal olarak 8-OHdG ve MDA ekspresyonlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Cerrahi operasyon sonrası alınan biyopsi örnekleri tamponlu %10’luk formaldehit solüsyonunda fikze edildi. Rutin doku takip işlemleri sonrası hazırlanan parafin bloklardan 5 μm kalınlığında kesitler alındı ve histopatolojik değişikliklerin saptanabilmesi amacıyla kesitlere Hematoksilen & Eozin boyaması uygulandı. İmmunohistokimyasal boyamalarda Avidin Biotin Peroksidaz metodu uygulandı. Papillom vakalarında şiddetli hiperkeratoz, epidermisten dermise doğru uzanan retepektler, skuamöz epitel hücrelerinde spongiyozis ve balonumsu dejenerasyon, granüler hücrelerde bazofilik inklüzyon cisimcikleri, epidermis katmanında ülserasyonlar ve kanama alanları ile kerato hiyalin granüllerinde artış gözlendi. Fibropapillom vakalarında ise bu bulgulara ek olarak girdap tarzında bağ doku artışları tespit edildi. İmmunohistokimyasal değerlendirmelerde ise BPV pozitif reaksiyonlar stratum granulozumdaki hücrelerin çekirdeğinde gözlendi. 8-OHdG pozitif reaksiyonlar papillom vakalarında epidermal hücrelerin sitoplazmasında ve çekirdeğinde saptanırken, fibropapillom vakalarında ise bu hücrelerdeki reaksiyonlara ek olarak dermisteki fibrosit ve fibroblastların sitoplazmasında rastlanıldı. Papilloma olgularında epidermal hücrelerde membranöz MDA pozitif reaksiyonlar görülürken, fibropapilloma vakalarının dermisinde fibrosit ve fibroblastların sitoplazmasında MDA ekspresyonları tespit edildi. Yapılan literatür taramaları sonucunda sığırlara ait papillom ve fibropapillom vakalarında oksidatif strese bağlı DNA hasarı ile lipid peroksidasyonun 8-OHdG ve MDA ekspresyonları vasıtasıyla tespit edildiği herhangi bir çalışma verisine rastlanmamış olup ve bu yönüyle bu çalışmada elden edilen bulguların literatüre katkı sunacağı düşünülmektedir. Bunlara ek olarak oksidatif stresin bu tümörün patogenezinde önemli bir rol oynadığı kanaatine varılmıştır.