Efil Ekonomi Araştırmaları Dergisi
Yazarlar: Ahmet Şahinöz
Konular:-
Anahtar Kelimeler:Küresel İklim Değişimi,CO2 Emisyonu,Enerji
Özet: Dünya Ekonomik Formu (WEF)’nun son yıllık (21-24 Ocak 2020) Küresel Risk Raporu’nda, küresel ekonomi için en büyük riskin; “küresel ısınma ve iklim değişikliği” olduğu dünya kamuoyuna duyurulmuştur. İklim değişikliği sonucunda yaşanan seller, su baskınları, kuraklıklar, toprakların çoraklaşması, hayvan ve bitki türlerinde görülen kayıplar ve nihayet hava kirliliğine bağlı erken insan ölümleri ülkelerin mevcut sosyoekonomik durumlarını geriletirken; ekonomik kalkınmaya ayrılan kaynakları da aşındırmaktadır. Küresel ısınmada tarihi sorumlulukları olan gelişmiş sanayi ülkeleri karbon salınımlarını ciddi bir biçimde azaltırken, Türkiye’nin de dâhil olduğu yeni sanayileşen ülkeler, atmosfere saldıkları karbon miktarını giderek arttırmaktadırlar. 2015 BM Paris İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda küresel ısınmayla mücadele anlaşmasına, 195 ülkeyle birlikte imza koyan Türkiye, enerji politikalarında acilen köklü değişikliklere gitmek, bu çerçevede güneş ve rüzgâr başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek durumundadır.