Uluslararası İnsan ve Sanat Araştırmaları Dergisi
Yazarlar: Gülay DURMAZ
Konular:Beşeri Bilimler, Ortak Disiplinler
Anahtar Kelimeler:18. yüzyıl,Klasik Şiir
Özet: 18. yüzyıl, Osmanlı tarihinde siyasi, sosyal, iktisadi ve askerî alanlarda birtakım düzenlemelerin yaşandığı, devletin kendi gücünden şüpheye düştüğü bir dönemdir. Lale Devri gibi şatafatlı bir dönemi de içeren bu devirde sosyal ve kültürel anlamdaki çözülmeler dikkati çekmektedir. Edebiyat alanındaki değişim ise kendini ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında esas anlamıyla gösterir. 18. yüzyılda şiir ve şairin çokluğuna rağmen bu döneme damgasını vuran şairler, Nedim ve Galib’tir. Klasik, hikemî, bedii ve mahallî üslupların görüldüğü bu dönemde siyasi iktidarsızlıklar nedeniyle devlet adamlarından istedikleri ilgiyi bulamayan şairler, kaside yerine tarih yazmaya başlamışlardır. Nev-zemin, nev-âyende nev-âyin gibi söyleyişler aslında yeni bir şiire değil sadece mazmun, kafiye ve redifte yapılan birtakım yeniliklerle sınırlı kalmıştır. Sosyal tenkit ve hicve daha fazla önem verilmiş argo ve müstehcen kullanımlar dikkati çekmiştir. Şâkir, tezkirelerde 17. yüzyılda yaşamış bir şair olarak gösterilmektedir. Özellikle, Tuhfe-i Nâilî, Silahdarzâde Tezkiresinde ve Tayyarzâde Ata Tarihi’nde Şâkir Ahmed Bey, 17. yüzyılda yaşamış bir şair olarak belirtilmiştir. Ancak Şâkir Divanı, Sultan Mahmud için yazılan Sıhhatnâme ile başlamaktadır. Sultan Mahmud ise (1730-1754) yılları arasında saltanat sürmüştür. Divanda ayrıca III. Osman (1754-1757), III. Mustafa (1757-1774), Abdülhamid (1774-1789) ve Şehzade Selim için yazılmış tarihler bulunmaktadır. Adı geçen bu sultanların hepsi 18. yüzyılda saltanat sürmüş olan padişahlardır. Ayrıca Şâkir, Ali Râ’ik’in bir gazeline tahmis yazmıştır. Tayyarzâde Ata Tarihi’nde, Ali Râ’ik, Sultan Abdülhamid Han (1774-1789) dönemi şairleri içerisinde değerlendirilmektedir. Bütün bu delillerden yola çıkarak Şâkir’in yaşadığı dönemin 18. yüzyıl olduğunu söylemek mümkündür. Yine tezkirelere göre Şâkir, Enderun’da önce dülbend ağalığı sonra hocalık yapmıştır. Eserleri hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan Şâkir için tezkirelerde yer alan tek gazeli, Avnî’ye yazdığı naziresidir. Divan’ın bulabildiğimiz elimizdeki tek nüshası, Topkapı Sarayı Müzesi Hazine bölümünde TSMKH 951 numarada “Divan-ı Şâkir” olarak kayıtlıdır. 41 varaktan oluşan eserde, biri sıhhatnâme olmak üzere 5 kaside, 1 arzuhal, 53 tarih, 7 tahmis ve 1 müseddes bulunmaktadır. Gazellerin toplam sayısı 77 olup 4 ile 12 beyit arasında değişen uzunluktadır. Eserdeçok 5, 7 ve 6 beyitlik gazeller bulunmaktadır. Şair, Avnî’ye Nakşî’ye ve Nâbî’ye nazire yazmıştır. Divan, Sultan Mahmud için yazılan Sıhhatnâme ile başlamaktadır. İkinci kaside, Mustafa Han’ın cülusunu tebrik için yazılmıştır. Üçüncü kaside, bir bahariyyedir. Dördüncü kaside, Ali İzzet Paşa için yazılmıştır. Beşinci kaside, Üsküdar’da yeni yapılan camii için Mustafa Han’ı övmek için yazılmıştır. 53 Tarih manzumesinden 17 tanesi kaside nazım biçiminde yazılmıştır. Tarihler, yaşanılan döneme ışık tutan manzumelerdir. Divanda, Sultan Mahmud, Sultan III. Osman, Sultan III. Mustafa, I. Abdühamid için ve onların dönemlerine ait olaylar için tarih düşürülmüştür. Örneğin, III. Mustafa’nın dönemine ait, sekiz tane sâliye, hat ve ramazan için yazılmış iki tebrik, bir tane de Laleli’deki cami için tarih manzumesi bulunmaktadır. III. Mustafa zamanında ordu içinde devam eden ıslahatlarla Tophane ıslah edilerek yeni ve güçlü toplar dökülmüş, donanma yenilenmiştir. Üç tane kalyon, bir tane yeni top için düşürülen tarihler bu olayların tanıkları durumundadır. Yine III. Mustafa’nın oğlu Şehzade Selim ile kızları Şah Sultan, Mihrimah Sultan ve Mihrişah Sultan’ın doğumlarına düşürülen tarihler bulunmaktadır. Eserde yedi tane muhammes olup bunlar sırasıyla Nakşî, Avnî, Rif’at, Tâlib, Râ’ik Ali Efendi ve Nâbî’ye yazılmıştır ve yedincisi Farsça’dır. Müseddesin başlığı “Müseddes-i Der-Sitâyiş-i èAbdül’-hamîd Hân Berây Nakl-i Kerden-i Sâhilserây-ı Hümâyûn” dur. Bu makalede 18. yüzyıl örneği bir eser olarak değerlendirmeye çalıştığımız Şâkir ve Divanı gerek şair gerekse eser bağlamında incelenecek, şairin hayatı ve edebî kişiliğinin yanında eser, şekil özellikleri ile vezin, kafiye, dil ve üslup olarak da ele alınacaktır.