Klinik Psikoloji Dergisi
Yazarlar: Ece Bekaroğlu
Konular:-
Anahtar Kelimeler:-
Özet: Dünya genelinde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin %8-12’si çeşitli sebeplerle infertilite (kısırlık) tanısı almaktadır. Bu çiftlerin %10-12’sinde, yaşanılan probleme ilişkin fizyolojik bir açıklama bulunamamakta ve infertilite tanısı çoğu zaman psikolojik sebeplere atfedilmektedir. İnfertilite tanısını alan kişiler, bu tanı tıbbi bir müdahale gerektirdiği için biyolojik anlamda; tanı istedikleri halde çocuk sahibi olamamaya yol açtığı için sosyokültürel bağlamda ve tanının ortaya çıkarabildiği psikolojik rahatsızlıklar boyutunda infertiliteden etkilenmektedir. Tedaviye hazır olma konusunda biyopsikososyal süreçler kadar, kadının tedavinin gerektirdiklerini içsel bir çatışma olmadan kabul ederek tedaviye hazır olması; bir başka ifadeyle, kadının deneyimlediği psikolojik süreçler de dikkate alınmalıdır. Psikoloji tarihinde infertilite, öncelikle bilinçaltı savunma mekanizmaları ve çatışmalarla ele alınmış; ardından döngüsel psikoloji modeli, psikolojik sonuçlar modeli, psikososyal bağlam modeli, keder ve yas yaklaşımı, bireysel kimlik kuramları, aile sistemleri yaklaşımı ve evre modelleri ile açıklanmaya çalışılmıştır. Bu yaklaşımlar bağlamında psikoterapi hedefi tedavi öncesinde, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bireylerin bu yaşantıya uyum sağlama becerilerini artırmak ve travmatik etkiler yerine psikolojik büyüme ile süreci tamamlamalarını sağlamaktır. Psikolojik değerlendirmenin ardından tedavi klinik psikolog tarafından uygun görülen bireysel, çift/aile, destek grubu ya da terapi grubu ile sağlanabilir. Bu derleme çalışmasının hedefi, infertiliteye özgü psikoloji tarihi bakış açısından yararlanarak, infertilite tedavisini alan kişilerle çalışan psikologlara yaşanabilecek psikolojik süreçler ve müdahale yöntemleri konusunda bilgi vermektir.