Fiscaoeconomia
Yazarlar: Ali ÇELİK
Konular:Sosyal Bilimler, Disiplinler Arası
DOI:10.25295/fsecon.2020.02.001
Anahtar Kelimeler:Verimlilik,Sendikalaşma Yoğunluğu,Ücretli Emek,Neoliberalizm
Özet: Kapitalizmin yeni bir aşaması olarak resmedilen neoliberalizm, aslen kapitalist yeniden üretim sürecindeki tıkanmanın başka bir momentumu olan 1970 yapısal krizinin panzehiri olarak ortaya konmuştur. Sermayenin, 1970’li yıllardaki azalan karlılık krizini telafi etmek amacıyla yeni ekonomi politikaları ve üretim stratejileri geliştirmesi, kendi varlık koşulunun bir sonucudur. Çalışmanın amacı; neoliberalizm adı altında uygulanmaya konan krizden çıkış politikaları/stratejilerinin işçi sınıfının çalışma ilişkilerini ve yaşam koşullarını ne düzeyde etkilediğini tespit etmektir. Bu amaç çerçevesinde; verimlilik ile sendikalaşma yoğunluğunun emek gelirleri üzerindeki etkileri, kapitalizmin merkez ülkeleri olarak kabul edilen G-7 ülkeleri (Kanada, Almanya, Japonya, İtalya, Fransa, İngiltere, ABD) için 1970-2012 dönemi verileri kullanılarak araştırılmaktadır. Ampirik analizde; yatay kesit bağımlılığını göz önünde bulunduran birim kök ve eşbütünleşme testleri kullanılmıştır. Birim kök testi sonucunda; seriler, birinci farkları alınarak durağanlaşmaktadır. Yapısal kırılmaları dikkate alan eş bütünleşme analizlerinde ise; seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı kabul edilmiştir ve yapısal kırılma tarihleri önsel beklentilerle uyumlu sonuçlanmıştır. Son olarak, eş bütünleşme katsayıları CCE ve CCMGE yöntemleriyle tahmin edilmiş; yapılan analiz sonucunda, emek verimliliğindeki artışın emek gelirlerini negatif yönde etkilediği görülmüştür. Ülke birimleri için güvenilir sonuçlar veren analizde bu sonuç; İtalya, Japonya ve İngiltere için istatistiksel olarak anlamlı ve yorumlanabilir formdadır. Panelin genelinde sendikalaşma yoğunluğu ile emek gelirleri arasında doğrusal bir ilişki tespit edilmiştir. Yani, sendikalaşma yoğunluğundaki artışlar, emek gelirlerini yükseltirken; sendikalaşma yoğunluğundaki düşüşler emek gelirlerini azaltmaktadır. Ancak bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı değildir. Sonuç olarak, bu çalışmada sermayenin krizden çıkış stratejisi olarak işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını neden dönüştürmek istediğinin ampirik kanıtları sunulmuştur.