Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Yenidoğan Dergisi
Yazarlar: Ramazan BAYIRLI
Konular:-
Anahtar Kelimeler:Tarihte Doğum Olgusuna Bakış,Tarihte doğum felsefesi
Özet: Amaç: Evrenin yaratılışından itibaren doğanın kadına verdiğiönemli görevlerden biri insan neslinin devamlılığını sağlamak için doğum görevini yerine getirmektir. Yazılı Tarih süreci olarak bu konuda bir değerlendirme sunulmaktadır. Dayanaklar/Kaynaklar: Antik çağdan zamanımıza kadar olan sürede, literatür eşliğinde bir bakış yapılmaktadır. Giriş: Uygarlık tarihinin başlangıcı olan Antik çağda (Dünya tarihinin yazılı başlangıcından Orta çağa kadar geçen dönem) mitolojinin hüküm sürdüğü dönem de kadın doğumu bir coşku olarak görür, doğanın bir parçası olarak görevini sorgulamadan yerine getirirdi. Doğum bir varoluş ile sosyal devamlılık anlamında olduğundan, bir kutsallık ve bir korkulan ama istenilen bir boyut olmuştur. Genel Yaklaşım; Yazılı metinlerden elde edilen veriler doğrultusunda yorumlar yapılmıştır. Başlıca boyutlar: Tarih zaman süreci içinde, doğuma bakış felsefesinde, değişim boyutu dikkatlere getirilmiştir. Yaklaşım: Ne zaman ki insan aklı mitolojiye edebiyatı ve matematiği ilave etti bilim denilen sürecin gelişmesi ile doğal (insan eli değmeden gerçekleşen) doğum mekanik bir işlev olarak görülmeye başlandı. Antik çağda coşkulu bir tören olan doğum milenyum çağında korkulan bir savaş haline geldi. Sonuç: Doğum her zaman bir canlının var oluş için istediği, ancak yaşam boyutu olarak ta korktuğu bir simge olarak, inançlarda, dualarda sıklıkla yer eden bir olgu olmuştur. Ölümlerin anne ve bebek olarak yüksek olması başlıca nedenler arasındadır. Yorum: Tarihte insanlar korktukları boyutları Tanrıçalaştırmış, daha sonra simgeleştirmiş, modern boyutta da bir robotlaşma şekline dönüştürmeye çalışmıştır. Ancak doğum varlığın başlangıcı olarak insanları felsefe açısından düşünmelere sevk eden bir durum, olgu, bir kültürel parametredir.
Dergi editörleri editör girişini kullanarak sisteme giriş yapabilirler. Editör girişi için tıklayınız.