Geriatrik Bilimler Dergisi
Yazarlar: Özge DOKUZLAR, Esra ATES BULUT, Süleyman Emre KOÇYİĞİT
Konular:-
Anahtar Kelimeler:Ürik asit,Kronik hastalık,Komorbidite
Özet: Amaç: İlerleyen yaş ile birlikte kişilerde görülen komorbidite sayısı artmaktadır. Morbidite ve mortalite artışına yol açan komorbiditeleri öngörebilmek ve önleyebilmek için sebeplerini saptamak önemlidir. Son yıllarda çok sayıda kronik hastalık ile ilişkisi araştırılan parametrelerden biri de ürik asittir. Bu çalışmanın amacı, ileri yaşta sık görülen kronik hastalıklar ile serum ürik asit düzeyleri arasındaki ilişkileri değerlendirmektir. Metod: Geriatri kliniğine ayaktan başvuran ve ayrıntılı geriatrik değerlendirme yapılan 971 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalar komorbiditeler açısından sorgulandı. Serum ürik asit düzeyi erkeklerde ≥ 7,0 mg/dL ve kadınlarda ≥ 5,7 mg/dL hiperürisemi olarak kabul edildi. Bulgular: 971 hastadan 609’unun (%62,6) ürik asit düzeyi normal, 364’ünün (%37,4) ürik asit düzeyi yüksek saptandı. Ürik asit düzeyi ile cinsiyet, eğitim seviyesi, medeni durum, noktüri, ağrı, diüretik kullanımı ve kullanılan ilaç sayısı arasında anlamlı ilişki saptandı (p<0,05). Ürik asit ile unutkanlık, üriner inkontinans, düşme, denge bozukluğu, uyku bozuklukları arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05). Charlson komorbidite indeksi ürik asit düzeyi yüksek bireylerde artmış idi (p<0,05). Hastalar komorbid hastalıklar açısından sorgulandığında, hipertansiyon, kalp yetmezliği, diyabet, kronik obstruktif akciğer hastalığı görülme sıklığı hiperürisemili bireylerde artmış iken (p<0,001), demans ürik asit düzeyi ile ters ilişkili idi (p<0,05). Koroner arter hastalığı, periferik arter hastalığı, serebrovasküler hastalık, tiroid hastalığı, osteoporoz, depresyon ve hiperlipidemi sıklığı ise her iki grupta da benzerdi (p>0,05). Sonuç: Bu bulgular, serum ürik asit düzeyinin geriatrik olgularda hipertansiyon, kalp yetmezliği, diyabet, demans, kronik obstruktif akciğer hastalığı ve Charlson komorbidite indeksi ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Ancak, bu ilişkilerin net olarak aydınlatılabilmesi için, longitudinal çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.