Journal of International Eastern European Studies
Yazarlar: Mustafa SARI, Tufan TURAN
Konular:Tarih
Anahtar Kelimeler:Osmanlı Devleti,Rusya,Marka,Ticaret,Alamet-i Farika
Özet: XV. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Devleti ile diplomatik ilişkiler kurarak Karadeniz ve Osmanlı ülkesindeki ticareti geliştirmeyi hedefleyen Ruslar, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile ilk defa kendi gemileri ile Karadeniz ve Akdeniz’de ticaret yapabilme hakkına sahip olmuşlardır. Ruslar ilerleyen yıllarda Osmanlı-Rus Ticaret Antlaşması (1783), Edirne Antlaşması (1829), Hünkâr İskelesi Antlaşması (1833), Osmanlı-Rus Ticaret Antlaşması (1846) ve Osmanlı-Rus Ticaret Antlaşması (1862) ile devamlı olarak kendi lehlerine ticarî imtiyazlar elde etmişlerdir. Rusya ile imzaladığı antlaşmaları İngiltere ve Fransa gibi diğer Avrupa ülkeleri ile de imzalayan Osmanlı Devleti, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası ticarî sisteme entegre olmuştur. Özellikle yabancı şirketlerin zorlamasıyla Osmanlı devlet adamları, ticarî ürünler ile ilgili başta taklitçilik olmak üzere sahtecilik, dolandırıcılık gibi hususların önüne geçmek için 1871 tarihli “Eşya-yı Ticariyyeye ve Alamet-i Farikalara Dair Nizamname”si ile markalaşma sürecini başlatmışlardır. Bu nizamname çerçevesinde şirketler markalarını Alamet-i Farika Defterleri’ne kaydettirmişler ve bu defterler 1931 yılına kadar tutulmuştur. Bu dönem içerisinde Rus şirketleri de petrol, gaz, benzin, sigara kâğıdı, iplik, yumak, dikiş makinaları, kozmetik ve ayakkabı gibi farklı sektörlerde ürünlerini tescil ettirmişlerdir. Bu çalışmada öncelikle Türk-Rus ticarî ilişkilerinin arka planı incelenecek, daha sonra Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde marka tescili yaptırılan Rus markaları üzerinde durulacaktır. Ayrıca bu markaların dağılım gösterdikleri sektörler üzerinde analizleri yapılarak, elde edilen istatistiki verilerle, Türk-Rus ticarî ilişkilerine farklı bir perspektiften bakılacaktır.
Dergi editörleri editör girişini kullanarak sisteme giriş yapabilirler. Editör girişi için tıklayınız.